EmoJucxLar

emolaaa hqqında hersey puada

17 Haziran 2008 Salı

Vampires (Vampirler)








Karpatya'ya hoşgeldin arkadaşım. Seni sabırsızlıkla bekliyorum. Bu gece iyi uyu. Sabah 3'te Bukoniva için parti başlayacak; senin için hazırlanmış o yerde. Borgo Pass'de at arabam senin için bekliyor olacak ve seni bana getirecek. Umarım Londra'dan başlayan yolculuğun iyi geçmiştir ve umarım ki benim güzel evimde kalmaktan hoşlanacaksın.







Dracula,Bram Stoker











KAN YAŞAMDIR



Vampirler nasıl açıklanabilir ?Efsane mi yoksa sadece bir söylence mi ?Bir romantiğin veya gotik yazarların yazdığı bir hikaye mi ?Ya da vampirler gerçek mi? Vampirlerin kökeni hakkındaki genel kanı, 1931 yapımı klasiklerden biri olan ve Bela Lugosi'nin oynadığı "Dracula" filmiyle ortaya çıktığıdır. Akıllardaki vampir imajı her zaman kültürlü bir Avrupalıdır, soylu sınıfın yaratığıdır, büyük ve kasvetli bir şatoda yaşar, görkemli eşyalara sahiptir. Asla şarap içmez. Değişik bir damak zevki vardır ve bu da bizi ondan ayırır:Kan ! Vampir kendisi sahip olmadığı için yaşayan bir canlıdan taze kan içmek zorundadır.















Son yıllarda Vampir kavramı Amerika'ya kadar yayılmıştır. Özellikle New Orleans çoğu zaman bu nedenden dolayı Amerikalıdan çok Avrupalı gibi kabul edilir. Anne Rice'ın Lestat'ı ve diğer filmlerdeki vampirler ya da Vampirle Görüşme’nin verdiği vampirler hakkındaki bilgiler, Kont Dracula'olgusundan farklı değildir. Örneğin vampirler bilgili, kültürlü, şık, ama canavar ruhludur. Şehvetli ve baştan çıkarıcıdır. Bu da modern vampir görüşünün bir diğer unsurudur. Aynı zamanda bu etken vampiri diğer kötü ruh ve hortlaklardan ayırır. Ayrıca vampirler güçlü bir cinsel çekime sahiptirler. Ancak kan tutkusu ve erotizm vampirin en belirgin özellikleri değildir ya da anahtar kelime bunlar değildir. En önemli özellik, vampirin ölü oluşudur. Bu da ölümle ilgili tüm düşünce ve soruları bir anda ortaya çıkarır. Böylelikle ölüm hakkındaki kaçınılmaz korku ve kabuslarla vampir hikayelerini beslenmiş olur."Kan yaşamdır.." der Bela Lugosi'nin Dracula'sı (orijinal olarak İncil’de de geçen bir sözcedir); daha sonra şöyle ekler ,"Ölmek, gerçekten ölü olmak.. Görkemli bir şeydir.. "Bu eski zamanlardan gelen ölümün, yaşamın ve kanın önemini anlatan sözler, vampirin çok eski çağlara dayanan gizemini de aynı şekilde açıklamış olur. İlk vampir Kont Dracula değildir. İlk vampirlerin kökeni İsa'dan asırlarca öncesine, modern zamanlardaki sözde şeytansı vampirlerin büyük düşmanı olanlara kadar gider. Vampir efsanesi ilk uygarlıklardan olan Asur ve Babil medeniyetlerine kadar dayanır. Asıl vampir bugün bildiğimiz kültürlü nazik Avrupalı aristokratlardan değildir. İlk vampir başlangıçta sadece canavardır.












Tarihte Vampirler



Vampirler ne zamandan beri var ? Diğer bir çok efsane gibi başlangıç tarihi tam olarak bilinmiyor; ama vampir hikayesinin kanıtı Mezopotamya’daki Tigris (Dicle) ve Euphrates (Fırat) nehirlerinin yakınındaki Kildani’de, kil ya da taş tabletlerin üzerine yazılmış Asur yazıtlarında bulunmuş olabilir. Kildaniler diyarına, İncil’de geçen Abraham'ın asıl evi olan "Ur of the Chaldeans" da denir."Lilith", İbranilerin kutsal kitabında geçen muhtemel vampirlerden biridir ve kitapta tasvir edilmiştir. İsaiah'ın kitabında geçiyor olsa bile Lilith'in kökleri daha çok Babillilerin "demonolojisine" benzer. Lilith geceleri bir baykuş görüntüsüne bürünerek dolaşan bir canavardı. Avlanmak için yeni doğmuş çocukları ve hamile kadınları arardı. Lilith, geleneğe uygun olarak Adem'in, "Adem ve Havva" olmadan önceki karısıydı, ama daha sonra şeytanın tarafına geçti, çünkü Adem'e itaat etmeyi reddetti. Bir takım olağandışı tutkuları vardı ve doğal olarak kötünün gözüyle bakıyordu. Sonuç olarak Adem 'in ve Havva'nın çocuklarına (yani tüm insan soyundan olanlara) saldıran bir vampire dönüştü.



Vampirlerle ilgili söylenceler Akdeniz’deki Mısır, Eski Yunan ve Roma uygarlıkları boyunca süregelmiştir. Eski Yunanlılar, çocuklarını yiyen ve kanlarını içen strigae veya lamiae'ya inanırlardı. Lamia mitolojide Zeus'un aşığı olarak geçer, fakat Zeus'un karısı Hera ona karşı savaşmıştır. Lamia delirmiş ve kendi dölünü öldürmüştür. Daha sonra da geceleri diğer insanların çocuklarını da aynı şekilde öldürmek için avlanmıştır. Yine Yunanlılar ve Romalılar tarafından bilinen bir hikaye de, Mennipus adında genç bir adamın düğününden bahseder. Düğünde tanınmış bir filozof olan Tyana'li Apollonius çok güzel olduğu söylenen gelini dikkatlice inceler. Apollonius sonunda gelini vampir olmakla suçlar ve hikayeye göre (daha sonra bu hikaye MS 1. yy’da Philostratus isimli bir akademisyen tarafından anlatılmıştır) gelin "vampirizm"i kabul eder. İddiaya göre Menippus ile evlenmesinin sebebi elinin altında içecek taze kan bulundurmak içindir. Vampir hikayeleri canavarların Kiang Shi diye adlandırıldığı eski Çin'de de yer alır. Aynı şekilde eski Hindistan ve Nepal'de de vampirlerin yaşadığı öne sürülmektedir, en azından efsanevi olarak . Mağara duvarlarındaki eski çağlara ait çizimlerde bir takım yaratıkların kan içtiği gösterilmiştir. Nepal’e ait "Ölümün Efendisi" elinde kanla dolu, kafatası şeklinde bir kadeh tutuyor ve kanla dolu bir havuzun önünde duruyor halde betimlenmiştir. Bu duvar resimlerinden bazılarının i.ö. 3000 yıllarına kadar dayanan bir geçmişi olduğuna inanılmaktadır. Rakshaslar, Vedas adı verilen eski kutsal Hindistan yazılarında tarif edilmiştir. Bu yazılarda (tahminen i.ö. 1500) Rakshaslar (yokediciler) vampirler gibi betimlenmiştir. Eski Hindistan hakkındaki bilgilere göre bir başka canavar daha vardır. Bir ağaçtan baş aşağı asılmış, yarasaya benzeyen ve kendi kanından yoksun bir canavar. Bu yaratığa 'Baital' deniliyordu. Diğer eski Asyalılar Malezyalılar gibi "Penanggalen" adındaki bir çeşit vampire inanıyorlardı. Bu yaratık insan başına sahipti ama, bütün organları dışarıdaydı. Ve diğer insanların, özellikle de küçük kurbanlarının kanını içerek yaşardı. Tanınmış vampir yazarı Montague Summers'ın 1928'de yazılmış ve bir klasik olan "Vampir - akrabaları ve Yakınları” nda, İspanyol gezginlerin gelişinden önce vampirlerin Meksika'da yaşamış olabilecekleri söylenir. Ayrıca Arabistan'ın da vampirden haberdar olduğunu yazmıştır. Agul diye hitab edilen "Arap Geceleri Hikayeleri"nde vampir benzeri yaratıklar olduğunu yazmıştır; bu insan eti yiyen bir hortlaktır. Temeli ruhlara dayalı olan Afrika inançlarında da vampir efsanesine dair işaretler vardır. Caffre kabilesi bir ölünün tekrar geri dönebileceğine ve bir canlının kanıyla yaşayabileceği inancını benimsemiştir. Bir çok vampir hikayesinin olduğu eski Peru'da, genç birinin kanının içilerek şeytanın müritlerinden biri olunacağına inanılırdı. Çok eskilere dayanan ölüm korkusu, büyü, hayat veren kan gibi olgular egzotik diyarlardan ve eski çağlardan günümüze kadar gelmiştir. Bugün ise vampirlerin evrimi hala sürmektedir.

















0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa